determine Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • determine
    f. 1. belirlemek, tayin etmek; tespit etmek, saptamak: We have not yet determined the price of that book. O kitabın fiyatını henüz saptamadık. The experts are trying to determine the cause of the accident. Bilirkişiler kazanın nedenini saptamaya çalışıyor. 2. azmetmek, karar vermek, amaçlamak: I have determined to sell my house in Ankara and move to Kaş. Ankara´daki evimi satıp Kaş´a taşınmaya karar verdim.