değil Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

Türkçe - İngilizce

  • değil
    1. not: Mutlu değil. She is not happy. 2. No, ...: “Ev güzel miydi?” “Değil.” “Was the house beautiful?” “No, it wasn´t.” “Burada mı?” “Değil.” “Is he here?” “No, he isn´t.” 3. (initially or in anticipation of a verb) not only, let alone: Değil laleler, leylaklar bile açtı. Not only the tulips but even the lilacs have bloomed. -- a let alone: Süt değil a, su bile yok. There is no water, let alone milk. -- mi ki since: Değil mi ki gelirim dedi, mutlaka gelir. Since he said he would, he is sure to come.