far
z. 1. -den uzak; uzağa; uzakta: He´s never journeyed far from Istanbul. İstanbul´dan uzağa hiç seyahat etmedi. They didn´t go far. Uzağa gitmediler. I saw her far in the distance. Ta uzakta onu gördüm. How far is it to Rİze from here? Rize buradan ne kadar uzak? 2. çok; fazla; çok fazla: The light´s far too dim. Işık çok fazla loş. s. 1. uzak: a far country uzak bir ülke. 2. öte, öbür: at the far end of the garden bahçenin öte ucunda. 3. pol. (bir kanadın) ucundaki, aşırı: He supports the far right. Aşırı sağı destekliyor.