far Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • far
    z. 1. -den uzak; uzağa; uzakta: He´s never journeyed far from Istanbul. İstanbul´dan uzağa hiç seyahat etmedi. They didn´t go far. Uzağa gitmediler. I saw her far in the distance. Ta uzakta onu gördüm. How far is it to Rİze from here? Rize buradan ne kadar uzak? 2. çok; fazla; çok fazla: The light´s far too dim. Işık çok fazla loş. s. 1. uzak: a far country uzak bir ülke. 2. öte, öbür: at the far end of the garden bahçenin öte ucunda. 3. pol. (bir kanadın) ucundaki, aşırı: He supports the far right. Aşırı sağı destekliyor.
  • far afield
    konu dışında.
  • far and away
    (öbürlerinden) kat kat daha ...: He´s far and away the best. Öbürlerinden kat kat daha iyi.
  • Far from it.
    k. dili Ne münasebet./Bilakis./Tersine.
  • far off
    çok uzak.

Türkçe - İngilizce

  • far
    auto. headlight.
  • far
    eye shadow.