fill Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • fill
    f. 1. doldurmak; dolmak. 2. doyurmak. i. 1. dolgu maddesi, dolgu. 2. dolgu, dolguyla meydana getirilmiş yer.
  • fill a prescription
    reçetedeki ilaçları vermek.
  • fill a tooth
    dolgu yapmak.
  • fill dirt
    dolgu toprak.
  • Fill her up!
    oto. Depoyu doldur!
  • fill in
    1. doldurmak. 2. geçici olarak bir işte çalışmak.
  • fill in for
    (birinin) yerine çalışmak.
  • Fill me in on the situation.
    Durumu bana açıkla.
  • fill out
    1. (formu) doldurmak. 2. toplamak, kilo almak.
  • fill s.o.´s shoes
    k. dili birinin yerini doldurmak.
  • fill the bill
    ihtiyacını karşılamak, işini görmek: This´ll fill the bill. İşimizi görür bu.
  • fill the bill
    k. dili ihtiyacı karşılamak.
  • fill up
    doldurmak.