full Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
fulls. 1. (of) (ile) dolu: The glass was full. Bardak doluydu. The glass was full of water. Bardak suyla doluydu. 2. tam: full member tam üye. a full hour tam bir saat. 3. doymuş, karnı tok. 4. bol (giysi). 5. dolgun.
-
full dressçok resmi toplantılarda giyilen elbise.
-
full faretam bilet.
-
full generalorgeneral.
-
full measuretam ölçü.
-
full membershiptam üyelik.
-
full moondolunay.
-
full speedtam sürat.
-
full stopİng. nokta.
-
full stopİng. nokta (noktalama işareti).
-
full to overflowing/full to the brimağzına kadar dolu, dopdolu.