hardly Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • hardly
    z. 1. zorla, güçlükle, güçbela. 2. hemen hemen: Hardly anything was left. Hemen hemen hiçbir şey kalmamıştı. I hardly knew her. Tanışıklığımız çok yüzeyseldi. This is hardly the time for that! Şimdi hiç de onun zamanı değil!
  • hardly to have time to breathe
    k. dili (birinin) nefes alacak zamanı bile olmamak, çok meşgul olmak.