help Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • help
    f. 1. yardım etmek; katkıda bulunmak: I don´t see how I can help you. Sana nasıl yardım edeyim bilemiyorum. 2. faydası olmak, fayda etmek; rahatlatmak; (acıyı) dindirmek; (gergin/zor bir durumu) yumuşatmak: I can lend you some money, if that´ll help. Faydası olursa sana biraz borç verebilirim. Complaining won´t help. Şikâyet etmek fayda etmez. A little lemon juice´ll help. Biraz limon sıksan iyi olur. i. 1. yardım; katkı. 2. (çoğ. help) yardımcı; hizmetçi; hizmetkâr. 3. (çoğ. help) ırgat, rençper.
  • help o.s. to
    (kendi kendine servis yaparak) (yiyeceklerden) almak: He helped himself to a piece of the cake. Kekten bir dilim aldı.
  • help out
    yardımda bulunmak.
  • help s.o. out
    birine yardım etmek: Can you help her out with her French? Fransızcasına yardım edebilir misin?
  • Help wanted.
    Eleman aranıyor.