kabîl Anlamı, Karşılığı
Türkçe - İngilizce
-
kabilpossible, feasible, practicable. --i af law pardonable. -- değil impossible, out of the question: Kabil değil, randevu alamadım. My getting an appointment was out of the question. --i temyiz law appealable.
-
kabîlsort, kind, category: Bu kabîl işleri sevmem. I don´t like jobs of this sort. O kabîlden bir maceraydı işte. That´s the sort of adventure it was. --inden 1. (something) which resembles, which is like, which is along the lines of: rakı kabîlinden bir içki a drink resembling raki. 2. as: Onu tenkit kabîlinden söylemedim. I didn´t say that as a criticism.