knock Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
knockf. 1. vurmak, çarpmak. 2. tokuşmak. 3. at/on -i çalmak, -e vurmak. 4. mak., oto. vuruntu/detonasyon yapmak. 5. against/into -e çarpmak. 6. argo kusur bulmak, eleştirmek. i. 1. vurma, vuruş. 2. kapı çalınması. 3. oto., mak. vuruntu, detonasyon.
-
knock about1. tekrar tekrar vurmak, şiddetle sarsmak, tartaklamak. 2. k. dili oradan oraya dolaşmak.
-
knock at the doorbak. knock on the door.
-
knock down1. yumrukla yere devirmek. 2. mezatta çekici vurup malı son fiyatı verenin üzerine bırakmak. 3. (fiyatı) indirmek.
-
knock off1. k. dili işi bırakmak, paydos etmek, tatil etmek. 2. şıpınişi yapıvermek. 3. argo öldürmek. 4. argo soymak.
-
knock off workk. dili (geçici olarak) işi bırakmak; paydos etmek; mola vermek.
-
knock on the doorkapıyı çalmak.
-
knock outk. dili (elektriği, telefon hattını v.b.´ni) kesmek.
-
knock overdevirmek.
-
knock s.o. out1. birini (bir darbeyle) yere yıkmak/nakavt etmek. 2. k. dili (ilaç) birini uyutmak. 3. k. dili birini hayran etmek/mest etmek.
-
knock s.o. up1. argo birini hamile bırakmak. 2. İng., k. dili birini uyandırmak. 3. İng., k. dili birini çok yormak, birinin pestilini/canını çıkarmak.
-
knock s.t. off the pricefiyatta indirim yapmak.
-
knock togetherbirbirine çarpmak.
-
knock upİng., k. dili yapıvermek, çabucak hazırlamak.