level Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
leveli. 1. düzey, seviye. 2. düzeç, kabarcıklı düzeç, su terazisi. 3. düzlük, düz yer. s. 1. düzlem, yatay. 2. hemzemin, bir seviyede olan. 3. ölçülü, dengeli. f. (--ed/--led, --ing/--ling) 1. düzeltmek, düzlemek. 2. yıkmak, yerle bir etmek. 3. eşit düzeye getirmek. 4. with k. dili -e doğruyu söylemek.
-
level at1. (silahı) -e doğrultmak. 2. (suçu) -e yüklemek.
-
level crossingİng., d.y. hemzemin geçit.