miserable Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • miserable
    s. 1. çok kötü, berbat; çok mutsuz, insanı mutsuz eden, insanın keyfini kaçıran: I feel miserable. Kendimi çok kötü hissediyorum. What a miserable winter that was! O kış herkesi perişan etti. The weather is miserable. Hava berbat. Sahir turned into a miserable old man. Sahir huysuz ve mutsuz bir ihtiyar oldu. What a miserable life this is! Ne çekilmez bir hayat bu böyle! You´ll die miserable. Büyük bir mutsuzluk içinde öleceksin. 2. aşağılık, çok kötü, alçakça (davranış). 3. cüzi, çok az (bir miktar). 4. sefil; sefalet çeken; sefalet kokan.