no Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • no
    kıs. number.
  • no
    z. hayır, yok, değil, olmaz: ´´Would you like some tea?´´ ´´No, thank you.´´ ´´Çay içer misiniz?´´ ´´Hayır, teşekkür ederim.´´ ´´Is there any film in the camera?´´ ´´No, there isn´t.´´ ´´Fotoğraf makinesinde film var mı?´´ ´´Yok.´´ ´´It´s a beautiful day, isn´t it?´´ ´´No, it isn´t.´´ ´´Güzel bir gün, değil mi?´´ ´´Değil.´´ ´´Can you finish the work in an hour?´´ ´´No, I can´t.´´ ´´İşi bir saat içinde bitirebilir misiniz?´´ ´´Olmaz, bitiremem.´´ s. hiç, hiçbir. i. 1. (çoğ. --es/--s) yok cevabı. 2. olumsuz oy/karar. 3. olumsuz oy veren kimse: The noes have it. Aleyhte oy verenler kazandı.
  • No admittance.
    Girilmez.
  • no better than
    -den daha iyi olmayan.
  • No dice.
    argo Olmaz./Olmayacak.
  • no doubt
    hiç kuşkusuz, hiç şüphesiz, elbette.
  • no end of talk
    sonu gelmez laf.
  • No ifs or buts!
    İtiraz yok!
  • no laughing matter
    şakaya gelmez durum, gülünmeyecek şey.
  • no man´s land
    1. iki cephe arasındaki sahipsiz toprak. 2. çok tehlikeli bölge.
  • no matter how difficult
    .... ne kadar güç olursa olsun ....
  • no matter what
    k. dili ne olursa olsun.
  • No matter.
    Önemi yok./Zararı yok.
  • no mean cook
    çok iyi bir aşçı.
  • no more than
    -den daha çok değil.
  • No offense!
    Gücenmek yok!/Alınmak yok!
  • no respecter of persons
    kişilere rütbesine göre değer vermeyen kimse.
  • no soap
    k. dili imkânsız, imkânı yok.
  • no sooner ... than
    ... -er -mez: He´d no sooner begun to speak than the lights went out. Konuşmaya başlar başlamaz ışıklar söndü.
  • No sooner said than done.
    Söz ağızdan çıkar çıkmaz yapılır.
  • No Trespassing
    Girilmez./Girmek yasak.
  • no way
    k. dili, bak.
  • No way!
    k. dili Asla!/Katiyen!
  • no wonder
    hiç garip değil, pek tabii, tabii ki.