off Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • off
    z. 1. uzağa; uzakta. 2. ileriye; ileride. 3. öteye; ötede. s. 1. uzak. 2. kapalı. 3. kesat (iş). 4. yanlış (ölçü). 5. uzak, zayıf, az (bir olasılık). 6. sağdaki. edat 1. -den, -dan. 2. -den uzak: It´s three kilometers off the main road. Anayoldan üç kilometre uzakta.
  • off and on
    arada sırada, ara sıra.
  • off and on
    1. kesintili. 2. arada sırada, zaman zaman. That´s/This´s not on! İng., k. dili Doğru olmaz!/Olmaz!
  • off base
    yanlış yolda; yanılmış.
  • off chance
    zayıf bir ihtimal.
  • off color
    kaba, müstehcen, münasebetsiz (hikâye/şaka).
  • off duty
    izinli.
  • off limits
    yasak bölge.
  • off one´s feed
    k. dili iştahsız.
  • off one´s head/out of one´s head
    k. dili deli, çıldırmış.
  • off shore
    den. açıkta.
  • off the beam
    yanlış yolda; yanlış.
  • off the coast of
    ... sahillerine yakın.
  • off the cuff
    argo doğaçtan, irticalen.
  • off the hook
    (sıkıntıdan/sorumluluktan) kurtulmuş.
  • off the map
    ortadan kaybolmuş.
  • off the press
    baskıdan çıkmış.
  • off the record
    1. gizli. 2. açıklanmamak şartıyla.
  • off the top of one´s head
    k. dili hiç düşünmeden, hemen.
  • Off with you!
    Defol!