old Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
olds. 1. eski. 2. yaşlı, ihtiyar. 3. deneyimli, tecrübeli. 4. modası geçmiş. 5. sevgili (dost).
-
old ageyaşlılık, ihtiyarlık.
-
old birdk. dili ihtiyar kurt, tecrübeli kimse.
-
Old Church SlavonicSlavonca.
-
old fellowünlem azizim.
-
old fogyeski kafalı kimse.
-
Old GloryAmerikan bayrağı, A.B.D. bayrağı.
-
old handtecrübeli kimse, usta.
-
old hatmodası geçmiş.
-
old ladyargo 1. anne, kocakarı. 2. karı, kocakarı.
-
old maid1. evlenmemiş yaşlı kız. 2. argo fazla titiz kimse.
-
old salttecrübeli denizci, deniz kurdu.
-
old saltk. dili deniz kurdu.
-
old scratchşeytan.
-
old standbyeskiden beri kullanılıp popüler olan şey.
-
old timeryaşlı adam.
-
old wives´ talebatıl itikat.