people
i. 1. birileri: Be quiet! There are people in the next room. Sus! Yandaki odada birileri var. Are there people in the next room? Bitişikteki odada kimse var mı? Do those people really believe that? Onlar gerçekten ona inanıyor mu? Most people from that area are like that. Oralıların çoğu öyle. All the people in the village came. Tüm köy halkı geldi. 2. insanlar, insanoğlu: People are like that. İnsanlar öyle. 3. Bazı genellemelerde kullanılır: People will say she did it on purpose. Mahsus yaptığını söyleyecekler. 4. (belirli bir ülkede yaşayan/belirli bir soydan gelen) halk: He wishes to serve his people. Halkına hizmet etmek istiyor. 5. aile, bir kimsenin yakınları. 6. çoğ. uluslar, milletler, kavimler. f. (insanlar) (bir yere) yerleşmek; insanları (bir yere) yerleştirmek; (bir yeri) iskân etmek.