play Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
playf. 1. oynamak; oynatmak. 2. (çalgı/müzik) çalmak. 3. tiy. oynamak, canlandırmak. i. 1. oyun. 2. sahne oyunu, piyes. 3. şaka. 4. hareket serbestliği. 5. mek. (hareket eden bir elemanda) gevşeklik, laçkalık, gevşeme.
-
play a joke on s.o.birine şaka yapmak, birine oyun oynamak.
-
play a partbir rolü oynamak.
-
play at(çocuklar) -cilik oynamak.
-
play back(kaydı) yeniden göstermek/dinlemek.
-
play ball1. top oynamak. 2. k. dili birlikte çalışmak.
-
play ball1. oyuna başlamak. 2. with k. dili ... ile işbirliği yapmak.
-
play both ends against the middlekendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek.
-
play downhafifsemek, önemsememek.
-
play fairdoğru/hilesiz oynamak.
-
play fast and loose with1. -i aldatmak. 2. -i çarpıtmak.
-
play fast and loose with... ile oynamak, -i hafife almak.
-
play havoc with-i harap etmek.
-
play havoc with-i mahvetmek.
-
play hookyk. dili okulu asmak.
-
play houseevcilik oynamak.
-
play into the hands of-in ekmeğine yağ sürmek.
-
play it smartk. dili akıllı olmak, akıllıca davranmak.
-
play offberabere kalan bir oyunu sonradan tamamlamak.
-
play ondurmadan çalmak, çalmaya devam etmek.
-
play on s.o.´s affectionskarşısındakinin hislerine hitap etmek.
-
play on s.o.´s feelingsbirinin duygularını sömürmek/istismar etmek.
-
play one´s trump cardkozunu oynamak.
-
play politicssiyasi çıkarlarına göre davranmak.
-
play possum1. uyur gibi yapmak. 2. ölü numarası yapmak.
-
play s.o. falsebirini aldatmak, birine oyun oynamak.
-
play s.t. by ear1. notasız çalmak. 2. olayların seyrine göre hareket etmek.
-
play s.t. downbir şeyi önemsizmiş gibi göstermek.
-
play second fiddleikinci derecede rol oynamak.
-
play second fiddleikinci derecede rol oynamak.
-
play second string tok. dili (birinin) gölgesinde kalmak.
-
play the devil´s advocate(kendi görüşlerinin doğruluğunu ölçmek için) karşıt görüşlerin savunmasını yapmak.
-
play the fieldk. dili birden fazla kimseyle aynı zamanda flört etmek.
-
play the foolahmakça davranmak.
-
play the gamedürüstçe hareket etmek.
-
play the marketspekülasyon yapmak.
-
play up-in üzerinde durmak, -i vurgulamak.
-
play up to-e yaltaklanmak.
-
play with... ile oynamak.