pose Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • pose
    i. 1. poz, duruş. 2. tavır; yapmacık tavır. f. 1. poz vermek. 2. ortaya (bir soru) atmak. 3. (sorun) yaratmak. 4. yerleşmek; yerleştirmek.
  • pose as
    kendine ... süsü vermek, ... kılığına girmek: The burglar, posing as a policeman, knocked on the door. Hırsız kendine polis süsü vererek kapıyı çaldı.