position Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
positioni. 1. yer, mevki. 2. durum, vaziyet, pozisyon. 3. tutum, görüş. 4. konum. 5. toplumsal durum, sosyal pozisyon. 6. duruş. 7. ask. mevzi. 8. iş, görev, memuriyet. f. 1. yerleştirmek. 2. (bir yerde) durmak: He positioned himself next to the window. Pencerenin önünde durdu.
-
position o.s. (to do s.t.)1. -e uygun pozisyona girmek: The football player positioned himself for a goal. Futbolcu gol pozisyonuna girdi. 2. (bir şey yapabilmek için) zemin hazırlamak: He is positioning himself to become president. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için kendine zemin hazırlıyor.