prompt
s. 1. işlerini zamanında/gecikmeden/hemen yapan; dakik. 2. zamanında/gecikmeden/hemen yapılan. 3. çabuk, acele. 4. hazır. i. sahnede oyuncuya hatırlatılan söz. f. 1. -e yol açmak, -e sebep olmak: What prompted that question? O sorunun ardında ne var? 2. to (birini) (bir şey yapmaya) sevketmek/itmek/yöneltmek, (birinin) (bir şey yapmasına) yol açmak: His curiosity prompted him to open the red box. Merakı onu kırmızı kutuyu açmaya itti. What prompted you to go there? Seni oraya gitmeye iten neydi? 3. (birine) unuttuğu bir şeyi hatırlatmak; (birine) unuttuğu sözleri sufle etmek.