public Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
publics. 1. umumi, halka ait. 2. halka/herkese açık. 3. açık, aleni. i. 1. halk, ahali, kamu, umum. 2. seyirciler. public-address system (havaalanı, alışveriş merkezi v.b.´nde) hoparlör sistemi.
-
public convenienceİng. umumi tuvalet/hela.
-
public debtdevlet borçları.
-
public domain1. kamu arazisi. 2. halkın malı.
-
public enemyhalk düşmanı.
-
public healthhalk sağlığı.
-
public holidayresmi tatil günü.
-
public house1. İng. bar, pub. 2. han, otel.
-
public lawkamu hukuku, amme hukuku.
-
public libraryhalk kütüphanesi.
-
public nuisancekamu için zararlı olan davranış.
-
public opinionkamuoyu.
-
public prosecutorsavcı.
-
public relationshalkla ilişkiler.
-
public revenuedevlet geliri.
-
public revenuesdevlet geliri.
-
public school1. devlet okulu. 2. İng. özel okul.
-
public school1. devlet okulu. 2. İng. özel okul.
-
public sectorkamu kesimi/sektörü.
-
public servantdevlet memuru.
-
public servantmemur, devlet memuru.
-
public servicekamu hizmeti.
-
public servicekamu hizmeti.
-
public utilities(elektrik, su idaresi gibi) kamu hizmeti kuruluşları.
-
public worksbayındırlık işleri.