puff Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • puff
    i. 1. ani bir esinti. 2. sık aralıklarla çıkan duman/buhar kümelerinden biri: a puff of smoke bir duman kümesi. 3. nefes: He took a puff on his cigarette. Sigarasından bir nefes çekti. 4. beze, yumurta akıyla yapılan kurabiye. 5. pudra ponponu. 6. saç lülesi. 7. (bir tür) yorgan. f. 1. solumak, sık sık nefes almak; nefes nefese olmak. 2. soluk soluğa/nefes nefese (belirli bir yöne doğru) yürümek. 3. (at/on) -i tüttürmek, -i tüttürerek içmek. 4. from (duman v.b.) -den sık aralıklarla çıkmak. 5. üflemek. 6. (lokomotif/vapur) dumanlar çıkararak (belirli bir yöne doğru) ilerlemek. 7. out (tüylerini/göğsünü) kabartmak. 8. out üfleyerek söndürmek. 9. up şişmek. 10. nefes nefese (bir şey) demek.
  • puff s.o. up
    k. dili 1. övgülerle birini şımartmak. 2. birini çok övmek.