push Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
pushf. 1. itmek, dürtmek. 2. sürmek, sevketmek, yürütmek. 3. (düğme v.b.´ne) basmak. 4. sıkıştırmak, zorlamak. 5. özellikle -i sattırmaya/kabul ettirmeye çalışmak. 6. k. dili yasadışı yoldan (uyuşturucu) satmak. i. 1. itiş, itme, sürme. 2. hücum. 3. gayret, çaba. 4. kampanya.
-
push aheadk. dili 1. ilerlemek, ilerlemeye devam etmek. 2. devam etmek.
-
push awayitip defetmek.
-
push backgeriye itmek.
-
push downaşağı itmek.
-
push for-i ısrarla istemek.
-
push forwardk. dili, bak. push ahead.
-
push initip içeri sokmak.
-
push off1. den. avara etmek. 2. k. dili gitmek, kaçmak.
-
Push off!İng., k. dili Defol!
-
push onk. dili, bak. push ahead.
-
push one´s luckk. dili şansını zorlamak, şansına fazla güvenmek.
-
push one´s wayk. dili ite kaka ilerlemek.
-
push s.o. aroundk. dili birine amir gibi davranmak.
-
push s.o. out1. of birini iterek -den çıkarmak. 2. birini safdışı/bertaraf etmek.
-
push s.t. on s.o.bir şeyi birine zorla kabul ettirmek.
-
push s.t. throughbir şeyi kabul ettirmek.
-
push the panic buttonk. dili paniğe kapılmak.
-
push upartırmak, yükseltmek.
-
push up daisiesargo gebermek.