regard Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • regard
    f. 1. dikkatle bakmak. 2. saymak, ... gözüyle bakmak: I regard him as a friend. Onu arkadaş sayıyorum. 3. ilgilendirmek; ile ilgili olmak: This problem regards all of us. Bu sorun hepimizi ilgilendiriyor. This criticism regards Hasan. Bu eleştiri Hasan´la ilgili. 4. dikkate almak, hesaba katmak: He failed to regard these problems. Bu sorunları dikkate almadı. 5. dikkat etmek, kulak vermek, aldırmak: She failed to regard the warning. Uyarıya aldırmadı. i. 1. bakış, nazar. 2. saygı, hürmet.
  • regard s.t. as good riddance
    (birinin uzaklaştırılmasını, bir şeyin yok edilmesini) hoş karşılamak.