render
f. 1. kılmak, ... duruma getirmek, -leştirmek: render possible mümkün kılmak. render unnecessary gereksiz kılmak. render defenseless savunmasız duruma getirmek. render helpless çaresiz bırakmak. render s.o. unable to do s.t. birini bir şeyi yapamayacak duruma getirmek. 2. (sanat eserini) icra etmek/yorumlamak: She rendered that sonata beautifully. O sonatı güzel icra etti. 3. (iyilik/hizmet/yardım/teşekkür) etmek: You´ve rendered me a service. Bana iyilik ettin. 4. (yağı) eritip saf bir hale getirmek/saflaştırmak. 5. (hesap, bir şeyin dökümü v.b.´ni) sunmak, vermek. 6. anlatmak/ifade etmek/tasvir etmek/betimlemek/resmetmek/canlandırmak.