represent Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • represent
    f. 1. göstermek, betimlemek, tasvir etmek: This painting represents a village in Anatolia. Bu tablo Anadolu´daki bir köyü betimliyor. 2. -i simgelemek, -i temsil etmek: The Greek letter omega represents infinity. Yunan alfabesindeki omega harfi sonsuzluğu temsil ediyor. 3. -i temsil etmek, -in temsilcisi olmak: Which company do you represent? Hangi şirketi temsil ediyorsunuz? 4. -in sonucu olmak, -in ürünü olmak: This book represents two years of work. Bu kitap iki yıllık bir çalışmanın ürünü. 5. ... rolüne çıkmak; ... rolünde oynamak, -i oynamak. 6. anlatmak, açıklamak, belirtmek: He was unable to represent his plan clearly. Planını açıkça anlatamadı.
  • represent o.s. as ...
    kendini ... olarak tanıtmak: He represented himself as a genius. Kendini bir dâhi olarak tanıttı.