ride Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • ride
    f. (rode, rid.den) 1. (bisiklet, motosiklet v.b.´ne) binmek: Can you ride a bicycle? Bisiklete binebilir misin?/Bisiklete binmeyi biliyor musun? 2. ata binmek: He can ride well. Ata iyi biner. 3. (at, bisiklet, araba ile) gitmek, yolculuk etmek: We´ve been riding these horses since daybreak. Şafak söktüğünden beri bu atlarla yolculuk ediyoruz. They rode through the park in an open car. Üstü açık bir arabayla parktan geçtiler. 4. k. dili çıkışmak, azarlamak. 5. k. dili takılmak, alay etmek. i. 1. binme, biniş. 2. (at/bisiklet/araba ile yapılan) gezinti/yolculuk. 3. gezinti yolu.
  • ride a high horse
    büyüklük taslamak.
  • ride a wave
    dalga üzerine binerek sürüklenmek.
  • ride bareback
    ata eyersiz binmek.
  • ride for a fall
    felakete sürüklenmek.
  • ride on
    1. -e binmek. 2. k. dili (gelecekte olabilecek bir şey) -e bağlı olmak/dayanmak.
  • ride roughshod over
    (birinin duygularını/isteklerini) hiçe sayarak bildiğini okumak.
  • ride s.t. out
    k. dili olumsuz bir şeyi iyi kötü idare etmeye çalışmak; olumsuz bir şeyi iyi kötü atlatmak.