round Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • round
    s. 1. yuvarlak: round shape yuvarlak şekil. 2. yuvarlak, toparlak: a calculation given in round figures yuvarlak hesap. 3. tam: a round dozen tam bir düzine. 4. tombul: a round person tombul kimse. z. etrafta; etrafında: Don´t go through the building; go round it. Binanın içinden geçme, etrafından dolaş. edat -in etrafına; -in etrafında. i. 1. yuvarlak şey, daire. 2. (seçimde/yarışmada) tur: She was only elected in the fourth round of voting. Ancak dördüncü turda seçildi. The chess player was defeated in the second round. Satranç oyuncusu ikinci turda yenildi. 3. birkaç sesin belirli aralıklarla birbirini izleyerek söylediği şarkı. 4. boks raunt. 5. sıra: It´s your round. Sıra sende. f. 1. yuvarlaklaştırmak; yuvarlaklaşmak. 2. (köşeyi/virajı) dönmek. 3. off (sayıyı) yuvarlak yapmak. 4. off/out -i tamamlamak. 5. up (hayvanları/insanları) toplamak; (suçluları) yakalamak: The police rounded up all the members of the gang. Polis çetenin tüm üyelerini yakaladı. 6. on birdenbire (sözlerle/fiilen) -e saldırmak. 7. toplamak, şişmanlamak.
  • round bracket
    İng. parantez, ayraç.
  • round number
    mat. yuvarlak sayı.
  • round table conference
    yuvarlak masa toplantısı.
  • round the clock
    gece gündüz.
  • round trip
    gidiş dönüş.
  • round trip
    gidiş dönüş.