scratch
f. 1. çizmek, çizerek zarar vermek/berelemek: He ruined its surface by scratching it with a sharp object. Keskin bir şeyle çizerek yüzeyini bozdu. 2. tırmalamak, tırmıklamak, tırnaklamak: That cat scratched me. O kedi beni tırmaladı. 3. kaşımak; kaşınmak: The dog is scratching itself. Köpek kaşınıyor. 4. eşelemek; eşelenmek, eşinmek: The chicken is scratching and scrabbling. Tavuk eşeleniyor. 5. k. dili yarış listesinden çıkarmak. 6. together zar zor (para) biriktirmek. 7. cızırdamak: make a scratching sound cızırdamak. i. 1. çizik, sıyrık; tırmık. 2. spor başlama çizgisi. 3. cızırtı.