shadow Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
shadowi. 1. gölge: The shadows of the trees had begun to lengthen. Ağaçların gölgeleri uzamaya başlamıştı. 2. (of) zerre kadar, en ufak bir ...: There´s not a shadow of justification for what he´s doing. Yaptığını haklı çıkaracak en ufak bir sebep yok. f. 1. gölgelemek, gölge etmek, gölgelendirmek. 2. gölgelendirmek, bozmak. 3. gizlice takip etmek.
-
shadow cabinetİng. gölge kabine, muhalefet kabinesi.
-
shadow playgölge oyunu.