sharp Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • sharp
    s. 1. keskin. 2. sivri uçlu. 3. keskin (gözler, görme duyusu). 4. zehir gibi, çok üstün (zekâ); zekâsı zehir gibi. 5. keskin, sert, acı. 6. ani (yükseliş/düşüş/dönüş). 7. çok net. 8. şiddetli (sancı). 9. sert (vuruş/itiş). 10. sert, ters (sözler/söz). 11. kurnaz; kurt. 12. şık, zarif, güzel. 13. tiz (ses). 14. müz. diyez: F sharp Fa diyez. i., müz. diyez: Pay attention to the sharps! Diyezlere dikkat et!
  • sharp practice
    hileli bir iş.
  • sharp practices
    hileli işler, dalavere.