should
yardımcı f. 1. Manevi zorunluluk gösterir: I think I should go. Gitsem iyi olur galiba. Why shouldn´t I go? Niçin gitmeyeyim. You should apologize. Özür dilemelisin. You should have said “No!” “Hayır!” demeliydin. How should she have known he was a rogue? Serseri olduğunu ne bilsindi. 2. İhtimal gösterir: The weather should be nice. Herhalde hava güzel olur. She should easily get that prize. O ödülü kolaylıkla kazanması lazım. 3. Bazı şartlı cümlelerde kullanılır: You can use the house should the weather turn bad. Hava bozarsa evden yararlanabilirsiniz. If I were a polite person I should invite you to stay for dinner. Nazik bir kişi olsaydım akşam yemeğine buyurun derdim. If he were here now I´d kill him. Şimdi karşımda olsa öldürürdüm. 4. Şaşkınlık belirtir: At that moment who should telephone but Hikmet himself! O an kim telefon etse beğenirsin? Hikmet´in ta kendisi! 5. Gelecek zamanı göstermek için kullanılır: He said he should go. Gideceğini söyledi. 6. Olumluyken olumsuz bir anlam gösterir: She should worry, with her good looks! O güzelliğiyle endişe etmesine hiç gerek yok aslında!