slip Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • slip 1
    f. (--ped, --ping) 1. kaymak: My foot slipped. Ayağım kaydı. 2. away/out dikkati çekmeden sessizce gitmek; in dikkati çekmeden sessizce girmek. 3. off (giysiyi) çıkarmak; on/into (giysiyi) giymek. 4. (değer) düşmek: They´ve slipped in my opinion. Gözümden düştüler. 5. up hata yapmak, yanlış yapmak. 6. belli etmeden (bir şeyi) (bir yere) koymak, sıkıştırmak, tutuşturmak. 7. out of (bir yerden) belli etmeden çıkmak, sıvışmak. 8. (hayvan) (kendini bağlayan bir şeyden) kurtulmak. 9. (durum) kötüye gitmek. 10. by (zaman) akıp gitmek.
  • slip 2
    i. 1. kayma, kayış. 2. ufak yanlış; falso. 3. kombinezon (kadın iç çamaşırı). 4. den. kızak; inşaat kızağı; onarım kızağı. 5. den. iki uzun iskele arasındaki yanaşma yeri.
  • slip 3
    i. 1. (köklendirilmek üzere kesilen) çelik. 2. uzunca kâğıt parçası.
  • slip from s.o.´s mouth
    k. dili birinin ağzından kaçmak.
  • slip of the tongue
    dil sürçmesi, sürçü lisan.
  • slip of the tongue
    dil sürçmesi.
  • slip one´s mind
    k. dili unutmak, aklından çıkmak: It slipped my mind. Onu unuttum.
  • slip one´s shoulder
    omzu çıkmak.
  • slip s.o.´s notice
    k. dili birinin gözünden kaçmak.

Türkçe - İngilizce

  • slip
    ,-pi briefs, very short underpants.