slow Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
slows. 1. yavaş; ağır, yavaş giden; uzun süren; yavaş yavaş etkileyen: a slow train yavaş giden bir tren. a slow convalescence uzun süren bir nekahet. a slow poison yavaş yavaş etkileyen zehir. 2. geç anlayan, zor anlayan. 3. kesat, durgun. 4. geri (saat). z. yavaş, yavaş yavaş; ağır. f. (down/up) yavaşlamak; yavaşlatmak.
-
slow motionsin. yavaşlatılmış hareket.
Türkçe - İngilizce
-
slowslow fox-trot, slow dance. -- yapmak to do a slow fox-trot, do a slow dance.