snap Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • snap
    f. (--ped, --ping) 1. at -i ağzıyla kapmaya çalışmak. 2. at (köpek) -i ısırmaya çalışmak. 3. kopmak; koparmak. 4. (kırbacı) şaklatmak; (sert bir rüzgârda dalgalanan bayrak gibi) şap diye ses çıkarmak. 5. up (alıcı) (satılan malı) kapmak, hemen satın almak. 6. çat diye kapanmak. 7. (bir şeyi) ters/kızgın bir şekilde söylemek; at (birini) terslemek. 8. k. dili (fotoğraf) çekmek. 9. (göz) parlamak. 10. (parmaklarını) şakırdatmak. 11. k. dili aklını oynatmak. 12. çıtırdamak; çatırdamak. i. 1. çıtçıt, fermejüp. 2. gevrek bir bisküvi. 3. k. dili gayret, şevk. 4. çok kolay iş. 5. k. dili enstantane, enstantane fotoğraf. 6. çıtırtı, çıtırdama, çıt. 7. şak sesi, şak. 8. ağzıyla kapmaya çalışma. 9. (köpek) ısırmaya çalışma. s. ani, aniden yapılan: snap decision ani karar.
  • snap into action
    k. dili hemen harekete geçmek.
  • snap one´s fingers at
    k. dili -i hiç önemsememek, -i takmamak.
  • snap out of it
    k. dili kötü bir ruhsal durumdan kurtulmak: When he began whining about that to me I told him to snap out of it. Bana ondan yakınmaya başladığında, kendisine bundan vazgeçmesini söyledim.
  • snap s.o.´s head off
    k. dili birine çok ters bir cevap vermek.
  • snap to
    k. dili 1. acele etmek, çabuk olmak: Snap to! Haydi kımılda! 2. işe başlamak: Snap to it! Haydi iş başına!
  • snap up an offer
    k. dili bir teklifi hemen kabul etmek.