soak Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • soak
    f. 1. suya bastırmak, suda bırakmak, ıslatmak; suda kalmak. 2. suya girmek, suda kalmak; suya sokmak, suda tutmak: He was soaking in the bathtub. Küvetteki suyun içine uzanmıştı. 3. through -den sızmak: Blood was soaking through the bandage. Sargıdan kan sızıyordu. 4. into (bir sıvı) (bir yere) derinlemesine girmek/süzülmek. 5. sırsıklam etmek; sırsıklam olmak. 6. k. dili (birinden) çok fazla para istemek, (birini) kazıklamak.
  • soak in
    k. dili (bir şey) kafaya dank etmek.
  • soak out
    suya bastırarak (bir şeyi) çıkarmak.
  • soak up
    emmek, soğurmak, içine çekmek.