some
s. 1. (belirsiz) bir miktar: He owns some apartment buildings. Onun apartmanları var. Make us some coffee. Bize kahve yapsana. 2. bazı, kimi: Some roses have no scent. Bazı güllerin kokusu yoktur. 3. bir: Just think up some good excuse. İyi bir bahane uydur. Let´s do it some other time. Bunu başka bir zaman yapalım. Some woman telephoned. Bir kadın telefon etti. 4. epey, bir hayli, oldukça çok: The flowers lasted for some time. Çiçekler epey zaman canlılığını korudu. 5. k. dili Ne biçim ...?: Some friend you are! Ne biçim arkadaşsın böyle? 6. k. dili hiç unutulmayacak bir (kimse/şey): That was some lecture! Hiç unutulmayacak bir konferanstı o. 7. k. dili harika, süper, olağanüstü. zam. (belirsiz) bir miktar; bazı: Some of those fabrics are very expensive. O kumaşlardan bazıları çok pahalı. She wanted some apples, so I gave her some. Elma istedi; bu yüzden ona bir miktar verdim. There are some who won´t approve of this. Bunu onaylamayacak bazı kişiler var. Some of you will become generals. Bazılarınız general olacak. z. 1. aşağı yukarı, kadar: There were thirty some people present. Otuz kadar kişi vardı. 2. biraz: He´s feeling some better. Kendini biraz daha iyi hissediyor.