span Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • span
    i. 1. süre, müddet: a span of seven years yedi yıllık bir süre. 2. (kemer/köprü ayakları arasındaki) açıklık. 3. genişlik: the span of the road yolun genişliği. the span of his knowledge bilgisinin kapsadığı alanlar. the span of the deer´s antlers geyiğin boynuzlarının genişliği. 4. karış. f. (--ned, --ning) 1. (kemer) (yolun) üstünden geçmek; (köprü) (bir yerin) üstünden geçmek. 2. kapsamak. 3. (bir çağın belirli bir dönemini) yaşamak: His life spanned the entire Victorian era. O, Viktorya çağının tümünü yaşadı.