streak Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • streak
    i. 1. çevresinden farklı renkte olan ince çizgi: Her hair has streaks of gray in it. Saçında gri çizgiler var. It made a streak of light in the sky. Gökte çizgi halinde bir ışık bıraktı. 2. özellik, taraf, yön: He´s got a stubborn streak. Onun inatçı bir yönü var. f. 1. yıldırım gibi geçmek/koşmak. 2. (bir yüzeyde) renkli çizgiler yapmak: I shall streak this painting with yellow. Bu tabloya sarı çizgiler koyacağım. 3. (saça) meç yapmak.