style
i. 1. üslup, biçem; stil; tarz, biçim: style of writing yazı üslubu. the Empire style ampir stili. his style of acting onun oyunculuk tarzı. 2. zarif ve özgün bir tarz; lüks bir tarz: She dresses with style. Zarif ve özgün bir tarzda giyiniyor. They always travel in style. Hep lüks içinde seyahat ediyorlar. 3. moda: Styles come and go. Modalar gelip geçer. 4. model, tip; çeşit: We carry ladies´ shoes in three styles. Bizde üç model kadın ayakkabısı var. f. 1. (bir şeye) (belirli bir) stil vermek. 2. (birine) (belirli bir ad) takmak/vermek: They styled him “the Bear.” Ona Ayı ismini taktılar.