sum Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • sum
    i. 1. toplam, yekûn, mecmu. 2. para miktarı, meblağ, tutar. 3. çoğ. aritmetik: She was good at sums. Aritmetikte iyiydi. 4. zirve, doruk: It was the very sum of folly. Aptallığın son raddesiydi. f. (--med, --ming)
  • sum s.t. up
    1. bir şeyi özetlemek: That sums it up. O söz durumu gerçekten özetliyor. 2. bir durumu anlamak/kavramak: She summed up the situation immediately. Durumu hemen anladı.