supply Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • supply
    f. with (birinin ihtiyacını) karşılamak; (bir şeyi) bulup (müşteriye) ulaştırmak: He supplies us with tobacco. Tütün ihtiyacımızı karşılıyor. Can you supply us with it by Monday? Onu bulup bize pazartesiye kadar ulaştırabilir misiniz? i. 1. (ileride kullanılmak üzere hazır olan) miktar: We´ve got a good supply of sugar. Stokta yeterli miktarda şeker var. 2. çoğ. gereçler, malzeme, materyal.
  • supply and demand
    ekon. arz ve talep, sunu ve istem.