tab
i. 1. (dosyanın uzun kenarındaki tasnif numarası/yazısı yazılı) çıkıntı. 2. (sayfa kenarına yapıştırılan) indeks etiketi. 3. (bir ucu giysiye dikili öbür ucu çıtçıtla/düğmeyle tutturulan dar ve kısa) bez bant: This shirt has a tab collar. Bu gömleğin yaka uçları çıtçıtlı bir bantla birbirine tutturuluyor. 4. alüminyum kutunun/pet şişenin kapağını açmaya yarayan kulp/halka. 5. k. dili fatura, hesap: Let me pick up the tab this time. Bu defa hesabı ben ödeyeyim. Can you foot the tab for this? Bunun masrafını ödeyebilir misin?