talk Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
talkf. 1. konuşmak: She taught her parrot how to talk. Papağanına konuşmayı öğretti. Be quiet when I´m talking to you! Seninle konuştuğum zaman sus! 2. -den söz etmek, hakkında konuşmak, -i konuşmak: We talked history until midnight. Gece yarısına kadar tarih konuştuk. 3. (bir dili) konuşmak: She can talk Spanish. İspanyolca konuşabiliyor. i. 1. konuşma: That was a nice talk you gave us. Bize yaptığınız konuşma güzeldi. 2. sohbet, konuşma. 3. lakırdı, söz, laf: It´s just a lot of idle talk. Bir sürü boş laftan başka bir şey değil.
-
talk a period of time awaybelirli bir süreyi konuşarak geçirmek.
-
talk about-den bahsetmek, -i konuşmak: They´re talking about you. Seni konuşuyorlar.
-
talk awaydurmadan konuşmak.
-
talk back(to) k. dili (-e) sert karşılık vermek.
-
talk behind one´s backbirinin arkasından konuşmak.
-
talk bigk. dili yüksekten atmak, fart furt etmek; büyük söylemek.
-
talk bigk. dili yüksekten atmak, fart furt etmek, böbürlenmek.
-
talk down tok. dili yüksekten bakan bir tavırla (biriyle) konuşmak; (birine karşı) fazlasıyla basit bir dil kullanmak.
-
talk in one´s sleepuykuda sayıklamak.
-
talk nonsensesaçmalamak.
-
talk nonsensesaçmalamak.
-
talk s.o. into s.t.birini bir şeyi yapmaya ikna etmek.
-
talk s.o.´s head offk. dili birinin kafasını şişirmek/ütülemek.
-
talk s.t. outbir şeyi bütün ayrıntılarıyla konuşmak/görüşmek.
-
talk s.t. overbir şeyi konuşmak/görüşmek.
-
talk sensemakul konuşmak.
-
talk shopmesleki işleri konuşmak.
-
talk through one´s hatpalavra atmak, kafadan atmak.
-
talk through one´s hatk. dili atmak, kafadan atmak.
-
talk to s.o. like a Dutch unclek. dili birini paylamak/azarlamak.
-
talk turkeyk. dili ciddi bir şekilde iş konuşmak; ciddi bir şekilde konuşmak.
Türkçe - İngilizce
-
talk,-kı geol. talc, talcum, magnesium silicate. -- pudrası talcum powder, talc.