tax
i. 1. (tahsil edilen/koyulan) vergi. 2. (birinin takatını, sabrını v.b.´ni) zorlayan şey: This is a real tax on my patience. Sabrımı zorlayan bir şey bu. f. 1. -den vergi almak; -e vergi koymak; -i vergilendirmek: They´re going to tax us heavily this year. Bu sene bizden çok vergi alacaklar. This government won´t tax books. Bu hükümet kitaba vergi koymayacak. Will they really tax the queen? Kraliçeyi gerçekten vergilendirecekler mi? 2. (takat, sabır v.b.´ni) zorlamak: This will tax your strength. Bu takatını zorlayacak.