there Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
therez. 1. orada; oraya: They´re staying over there tonight. Bu gece orada kalacaklar. Why´d you go there? Niçin oraya gittin? 2. İşte ...: There she goes! İşte gidiyor! zam. 1. Öznesi fiilden sonra gelen cümlenin başında kullanılır: There´s a fly in the ointment. Merhemde sinek var. There´s no telling when they´ll be back. Onların ne zaman döneceği hiç belli olmaz. 2. Birinin ismi yerine kullanılır: Hi there! Merhaba! i. ora (Edatla birlikte kullanılır.): Are you from there? Siz oralı mısınız? s. oradaki: Those there are not for sale. Oradakiler satılık değil. ünlem 1. Tamam!: There now, it´s done. Tamam, bitti. 2. İşte!: There, I told you so, didn´t I? İşte, sana demedim mi?
-
There are a variety of theories about.... ... hakkında çeşitli teoriler var.
-
There is a call for you.Sizi telefondan arıyorlar.
-
There is no love lost between them.k. dili Birbirlerini hiç sevmezler./Birbirlerinden nefret ederler.
-
There is no room for doubt.Şüpheye yer yok.
-
There is nothing like ....-den iyisi yok./-in üstüne yok./-in yerini hiçbir şey tutamaz.
-
There isn´t a ghost of a chance.En ufak bir ihtimal bile yok.
-
There will be the devil to pay.Kıyamet kopacak.
-
There you are!k. dili İşte!: There you are! A new mink coat! İşte sana yeni bir vizon palto! There you are! Didn´t I tell you you were wrong? İşte! Sana yanıldığını söylemedim mi?
-
There you go!k. dili 1. İşte!: There you go, meddling in other people´s business again! İşte gene işgüzarlık yapıyorsun. 2. Buyur! (Birine bir şey verirken söylenir.): There you go! I hope you enjoy it! Buyur! Afiyet olsun!