tickle Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • tickle
    f. gıdıklamak: She tickled the baby´s feet. Bebeğin ayaklarını gıdıkladı. That feather tickles. O tüy beni gıdıklıyor.