tingle Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • tingle
    f. 1. tatlı bir şekilde ürpermek; (vücutta bir yer) karıncalanmak: Her cheeks were tingling in the cold air. Soğuk, yanaklarını ısırıyordu. 2. çınlamak. i. 1. tatlı bir ürperti; (vücudun bir yerinde) karıncalanma. 2. çınlayış, çınlama.