trick
i. 1. hile, oyun, dolap, numara: She uses tears as a trick to gain sympathy. Kendini acındırmak için ağlama numarası yapıyor. play a trick on s.o. birine oyun oynamak, birine azizlik etmek. 2. sır: The trick to being on time is to set one´s watch ahead. Bir yere vaktinde gitmenin sırrı saati ileri almakta yatar. trick of the trade meslek sırrı. 3. âdet: Turks have an interesting trick; they raise their eyebrows to express disagreement. Türklerin ilginç bir âdeti var; bir şeyi onaylamadıklarını belirtmek için kaşlarını kaldırırlar. 4. şaka: He played a trick on me. Bana şaka yaptı. f. 1. aldatmak, kandırmak, hile yapmak. 2. out/up -i süslemek.