trip
f. (--ped, --ping) 1. (on/over) ayağı (bir şeye) takılıp düşmek; tökezlemek. 2. (up) -e çelme takmak/atmak; -i çelmelemek: The wrestler tripped his opponent. Güreşçi rakibine çelme taktı. 3. up şaşırtmak, yanıltmak, yanlışını/yalanını yakalamak: The clever interrogator tripped up the suspect. Zeki sorgu yargıcı sanığı tongaya bastırdı. 4. yanlış yapmak, yanılmak, hata etmek. 5. hafif adımlarla dans etmek/koşmak. 6. argo uyuşturucu madde etkisinde olmak, uçmak. i. 1. kısa yolculuk; gezi, gezinti. 2. hata, yanlış. 3. ayağı (bir şeye) takılıp düşme; tökezleme. 4. argo uyuşturucu madde etkisi, uçuş.