try Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
tryf. 1. çalışmak, uğraşmak: They are trying to finish the project on time. Projeyi zamanında bitirmeye çalışıyorlar. 2. kalkışmak, girişmek: Don´t you dare try to reprogram that computer. Sakın o bilgisayarı yeniden programlamaya kalkışma. 3. denemek, sınamak: Try this new medicine. Bu yeni ilacı dene. 4. yormak: Small print tries the eyes. Küçük harfler gözleri yorar. 5. huk. yargılamak. 6. gayret etmek: He is trying very hard. Çok gayret ediyor. i. 1. çalışma, uğraşma. 2. deneme: He succeeded on the second try. İkinci denemede başardı.
-
try for-i elde etmeye çalışmak.
-
try onprova etmek, giyip denemek.
-
try one´s fortuneşansını denemek.
-
try one´s hand at(bir şeyi yapmayı) denemek.
-
try one´s hand at-i denemek, -e el atmak.
-
try one´s luckşansını denemek.
-
try one´s wingsöğrendiklerini denemek: Let me have the wheel! I´d like to try my wings. Direksiyonu bana ver! Öğrendiklerimi denemek istiyorum.
-
try out(birini/bir şeyi) denemek.
-
try s.o.´s patiencebirinin sabrını tüketmek.